Reklam
DağcılıkDoğa

Doğada Tehlikeler – Hava Tahminleri

DOĞADA TEHLİKELER – HAVA TAHMİNLERİ

Dağcılık her zaman için belli riskler taşıyan bir spordur. Bu riskler dağcılığın doğasında ve ortamında mevcuttur. Yani dağcılık kontrollü riskler sporudur. Dağcının karşılaşacağı riskler iki ana başlık altında incelenebilir.

a) Dağ ortamından ileri gelen tehlikeler.
b) Dağcının kendisinden kaynaklanan tehlikeler.

Ben daha çok dağ ortamından kaynaklanan tehlikeleri belirteceğim. Ancak dağcının bilgi, tecrübe, bulunduğu ortamı yargılama kabiliyeti de dağda tehlikeleri engellemek için önemli yere sahiptir.Unutmayalım ki dağlarda insanlar olmasa da objektif tehlikeler dediğimiz doğal olaylar devam eder.

Karanlık, fırtınalar, yağış, yıldırım, irtifa etkileri, çığ, taş düşmesi ve aşırı soğuk doğanın kendi içinde var olan ve oluşumları hemen hemen engellenemeyen olumsuz ve tehlikeli doğa olaylarıdır. Dağcılar olarak biz, bu şartları değiştiremeyiz ancak onları tanımak ve uyum göstermekle tehlikeleri en aza indirebiliriz.

Dağlarda karşılaşılabilecek doğal tehlikeleri incelememiz gerekirse;
*Yıldırım / Şimşek Tehlikeleri: Yıldırım genelde sivri uç ve zirvelere düşer. Bunun için sivri zirveler, sırtlar, ağaçlar ve dik kayalardan uzak durmak gerekir. Yağmurdan kaçmak için mağara ve büyük kayaların altına girmek doğru değildir. Mağara içinde yıldırım girişten dikey olarak yere atlıyabildiği gibi duvarları yalıyarak da toprağa gidebilir. Her iki koşulda da duvarlar ile temastan kaçınmalı ve yer ile alta yalıtkan bir malzeme konularak dağcı kendini izole etmelidir.
Açık arazide iken tek ağaç ve büyük taşlara yanaşılmamalıdır. Islanma pahasına da olsa açıkta ve yere yatarak beklemek en iyi çözümdür. Eğer bu gibi bir durumlarla yükseklerde karşılaşılmış ise aşağı inmeye çalışmak ve sakin olarak düşünerek doğru kararlar alabilmek gereklidir.

*Taş Düşmesi: Dağlar sağlam kayalar haricinde çarşak dediğimiz taş tarlalarından oluşurlar. Bu ortamda taş düşmesi son derece sık karşılaşılan bir durumdur. Taş düşürenler sadece dikkatsiz dağcılar değildir. Dağlardaki donma ve erime olayları da sabah ve akşam saatlerinde özellikle çok taş düşmesine sebep olur. Bu nedenle taş düşmeleri olan yerlerde tırmanışlar her şeyin donmuş olacağı sabahın çok erken saatlerinde başlatılır.Böylece tehlikeli zeminler erken saatlerde geride bırakılır.
Eğer aşağıya taş düşüren siz iseniz TAAAAAŞ! diye bağırarak aşağıdakileri uyarmalısınız. Taş düşmesi ile ünlü rotalar vardır ve bu rotalara tırmanış saatlerinin buna göre ayarlanması gereklidir. (örnek vermek gerekirse; Kaçkar Büyük Buzul, Erciyes Şeytan deresi gibi)

*Çığ: Kar olan ve kar yağışı alan her zeminde çığ olabilir. Teorik olarak 18 ile 60 derecelerdeki eğimlerde ve çoğunlukla 30-45 derecelerdeki eğimlerde çığ riski diğer eğimlere oranla çok daha fazladır. Kar kalınlığının artmasıyla toprak ve yüzey arasında ısı farkı oluşur alttaki tabakada ısınan kristaller nemlerini yukarıya verirler ve soğuğun etkisiyle kar örtüsünün belli bir noktasında donarak bilya kar tabakasını oluşturur. Bu da çığ olayına neden olur.
3 çeşit çığ vardır;

Gevşek çığ: eğim 50 dereceye ulaştığında kar birbirine tutunamaz hale gelir ve yerçekimden dolayı gerilim iç tabakanın dayanıklılığından fazla olduğunda çığ oluşur. Gevşek kar çığının çok az iç tutunması vardır ve şekilsiz bir yığındır. Tek noktadan başlayarak hızlandıkça genişler. Yaş ya da kuru olabilir. Yaş karda olması ağırlığı açısından daha ciddidir.

Tabaka kar çığları: sıkışmış kar tabakasının üstünü yağan yeni kar, rüzgar ile sıkışan kar, eridikten sonra tekrar donan yüzey, ve ezilip tabaka kara dönüşen kayak pistleri tabaka kar çığına yol açar.

Toz kar çığı: çok ender olur ve kurtuluş şansı yoktur saatte 360 km hızla ilerler ve taneciklerin ciğere dolması sonucu ölüm meydana gelir. Özetle toz kar kazazedeyi boğabilir.

Yamacın eğimi, Yamaç profili, yamacın yönü, Toprak ve bitki örtüsü, yeryüzünün genel özellikleri, karın niteliği, hava koşulları, çığı oluşturan sebeplerdir.

Çığ için alınacak tedbirlerin başında sinyal yayan cihazlar gelir. Çığdan korunmak için emniyetli kulvarlardan yürümek, karın yumuşadığı zamanlarda çığ tehlikesi varsa karın donması için geceyi beklemek, çıkışlar için erken saatleri kullanmak, yamaçların dik kesilmemesi, sessiz olmak ve aynı iz üzerini basmak, etrafınıza fırlatacağınız küçük şeylerin (yerinizin kolay tespit edilmesi için) bulunması gerekir.

Çığa yakalandığınızda ise herzaman çığın üzerine çıkmaya çalışmak, çığın merkezinden kenarlara doğru kaçmaya çalışmak, kurtulma şansımız kalmadığında ve çığ yavaşladığında cenin pozizisyonu almak, ve fazla enerdji harcamamak gerekir.

Eğer arkadaşımız çığ altında kalmışsa; son görüldüğü yeri tespit edin, dağcıya ait herhangibir eşya bulmaya çalışın, ses verin, eğer kazazedeyi bulursanız; solunumu durmuşsa suni teneffüs yapın, vücudunu ani olarak ısıtmayın, çıplak tene sıcak değdirmeyin, ilaç vermeyin, ve hastaneye ulaştırmaya çalışın.

Çığ tehlikesinin en çok gözlendiği zamanlar vardır. Bunlar;
a) Fazla yağış zamanı ve sonrası
b) Fazla yağıştan 1 – 2 gün sonra
c) Havanın sıcak olduğu kış ve bahar aylarında
d) Rüzgar ile kar yığılmasının olduğu zamanlarda

Dik kulvar ve boğazlar, açık , geniş kar yamaçları potansiyel çığ yerleridir. Doğal olarak sırt, kule ve kaya çıkıntıları daha sağlıklıdır. En iyi çözüm ciddi bir kar yağışından sonra 1 – 2 gün sonrasına kadar dağa gidilmemesi veya tırmanış yapılmamasıdır.

*Kornişler: Bu oluşumlar sırtların üzerinde rüzgar yönünün tersi yamaçların üzerinde oluşan altı boş kar yığınlarıdır. Rüzgar yönünden görülmeleri zordur ve dikkat edilmezse üzerinden geçerken dağcı ile birlikte kopup düşmesi mümkündür.

*Buzul Tehlikeleri: Ülkemizde olmamakla birlikte, buzul çatlağına düşme ve serak çökmesi (serak; buzullardaki buz kule ve duvarlarına verilen isimdir) yüksek dağlar için önemli bir tehlikedir. Buzul çatlaklarına düşmemek için dikkatli olmalı ve iple geçiş yapılmalıdır.Bu buz kuleleri zamanla beraberlerinde tonlarca çığ ile birlikte çökebilirler.

*Sis ve Karanlık: Dağlarda çok görülen sis ve bulutlar dağcılar için her zaman problem olmuşlardır. Sis demek görüş kaybı demektir ve dolayısıyla arazi bilinmiyorsa, kaybolma veya en azından kampın bulunamaması sözkonusudur. Bunun için yanınızda mutlaka harita, pusula GPS cihazı gibi yön bulmaya yarayan malzemeler bulunmalıdır.

*Güneş: Yüksek irtifalarda güneş yanığı, yüksek UV ve düşük atmosfer yoğunluğu nedeniyle anormal şartlardaki yanıklara göre daha ciddi sonuçlar doğurabilir. Dağlarda özellikle şort ve kısa kollu giysiler kullanılmamalı, dudaklar, kulak, burun, ense ve eller yüksek koruma faktörlü güneş kremleriyle korunmalıdır.

*Sıcak Çarpması: Uzun süre sıcak ortamda faaliyet gösterilmesi ile vücudun tükenmesidir. Sıvı ve elektrolit kaybı sonucu kan hacminin azalması ile yorgunluk ve kramp şeklinde kendini gösterir.Bol, mayhoş ve elektrolitli sıvı almak, vücudu havalandırmak veya terlememeye çalışmak sıcak çarpmasını engellemek açısından önemlidir.
Şimdi de dağdaki tehlikeleri dolaylı yoldan saptamamıza yarayacak bir kaç konuya bakalım:

DAĞDA HAVA TAHMİNİ YAPABİLMEK

Hava tahmininin en güvenilir kaynağı bulutlardır.Üç ana bulut vardır:

1-Cumulus: Pamuk yığınına benzer , parçalı, beyaz bir bulut türüdür. Orta irtifada bulunur ve genellikle iyi hava habercisidir.

2-Cirrus: Tüyler şeklinde, ince ve genelde beyaz olup yüksek irtifada ( 15.000-20.000 m arasında) oluşur. Genelde kötü hava habercisidir. Eğer sabah erken saatlerde gözlenmişse akşama doğru havanın bozacağını söyleyebiliriz.

3-Stratus: Gri renkli yağış yüklü bulutlardır. Kesinlikle yağış habercisidir. Ancak sabahları vadi içinde sis şeklinde olabilir. Bu gibi durumlarda ise iyi hava habercisidir.

Diğer tüm bulutlar bu üç ana bulutun kombinasyonundan meydana gelmektedir.

Fraktocumulus: Rüzgarlı havalarda parçalanan cumulus bulutlarıdır ve iyi hava habercisidir.
Stratocumulus: Gri renkli, yoğun pamuksu bulutlardır. Kesin yağış anlamına gelir.
Nimbostratus: Gri renkli kalın, çok yükseklerde olabilen yağış bulutlarıdır.
Cirrostratus: İnce, devamlı bir tabaka halinde çok yükseklerde bulunan ve başka bulutlarla kombine halindeyse yağış getirir.
Altostratus: Gri renkte, ince çizgiler halinde ve temiz havada gözlendiğinde ertesi gün yağacak anlamına gelir.
Altocumulus: Parça parça ince bulutlardır. Çok kalın değilse ve geniş bir yüzeyi kaplamıyorsa iyi hava demektir.
Cumulonumbus: Yıldırım, şimşek fırtınası ile yağış anlamına gelir. Çok yükseklere çıkabilen atom bombası mantarı şeklinde olur.

Bulut, rüzgar ve yöre ile ilgili bilgiler birleştiğinde, doğru tahminler yapmak mümkündür.
Yerel hava şartlarını ise şunlar etkiler:

Denize olan mesafe- Yükseklik- Dağın denize olan pozisyonu- Ülkenin hava cephelerine olan konumu.

Son olarak bazı pratik hava tahmin yöntemlerini vermek isterim:

***Eğer altımetrenizdeki yükseklik kendi kendine sürekli artıyorsa basınç düşüyor demektir ve buda kötü hava anlamına gelmektedir. (Yüksek basınç ise iyi hava anlamına gelir.)
***Eğer zirvede bulut başlığı varsa bu kötü hava habercisi olabilir.

***Gün doğumunda çökmüş bulutlar iyi hava habercisi olabilir.
*** Sis iyi havaya işarettir.
*** Gündoğumunda güneşin rengi kırmızı ise kötü hava işaretidir.
***Ayın halesi büyük ve parlaksa az nem ve düşük yağış anlamına gelir .Haler dar ve yoğun ise bol nem ve yağış anlamına gelir.

***Günbatımında donuk sarı bir kötü havaya, kızıl turuncu ise iyi hava habercisidir.
***Yerdeki çiğ sabah oluşmuşsa iyi hava habercisidir. Çiğsiz bir sabah ve kasvetli kuru bir gece yağış getirebilir.
*** Kapalı havalarda güneşin bulutun arkasından belirmesi iyi havaya işarettir. Gri bir günde rüzgardan hemen sonra yağış gelir.

***Sabah donuk bir gökyüzü ve öğlene doğru gri bulutlar yağış getirir.
***Kötü hava koşullarında romatizma azar ve eski kırıklar ağırır.
***Uzak seslerin kokuların duyulması nem oranının fazlalığına ve yağışa işaret sayılabilir.

İletiyi düzenle

İlgili Makaleler

Bir Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu