Reklam
DoğaMağaracılık

Mağaracılık, Mağaralar Nasıl Oluşur? Turizme Açılan Mağaralar hangileridir?

Mağaracılık, Mağaralar Nasıl Oluşur?

İnsanoğlunun içinde uyuyan ilkel hayvanın bazı mantık dışı, akıl dışı korkuları vardır. Karanlıktan korkar. Yeraltında olmaktan korkar, çünkü orayı her zaman kötü güçlerin yuvası olarak bilmiştir. Yanlız olmaktan korkar. Tuzağa sıkışmaktan korkar. Sudan bile korkar. Kabusu andıran en büyük korkuları ise, karanlığın içine düşmek ve uzun dehlizlerde yolunu bulamadan dolaşıp durmaktır. Ve mağaracı dediğin adam, çılgının teki olduğu için bütün bu kabuslarla yüz yüze gelmeyi kendi serbest seçimiyle istemektedir. Kaybedeceği şey, tehlikeye koyduğu şey aklıdır.

Mağaralar Nasıl Oluşur?

Karbonatlı kayaçların üzerine düşen karbondioksitli atmosferik sular toprak ve kayaların çatlakları arasından geçerken karbondioksitçe doygun şekle dönüşürler. Son derece çözücü bir hale gelen bu suların geçtiği yerleri eritmesi ile mağaralar oluşurlar. Bölgenin yüksekliği, kireçtaşları ile erimeye uygun olmayan geçirimsiz kayaların birbirine göre konumları, akarsu, göl veya deniz seviyesi yüksekliklerine göre mağaralar yatay, dikey veya yatay-dikey duruma gelebilirler. Genel olarak deniz seviyesinden yüksek yerlerde dikey olarak gelişmiş düden mağaralar gelişme imkanı bulurlar. Derinlikleri yüzlerce metreyi bulabilen bu mağaraların araştırması son derece zor ve tehlikelidir. Buna karşılık ova, göl veya nehir seviyesine yakın bölgelerde veya hemen altlarında geçirimsiz birimlerin bulunduğu kireç taşlarında son derece uzun ve yatay mağaralar gelişmiştir. Bu mağaralara dışarıdan su girsede(düden veya subatan), çoğunlukla içinden su çıkan kaynak durumundadır. Birbirine bağlı birkaç kattan oluşan bu mağaraların içleri yer yer göller, damlataş havuzları ve hertürden damlataşlar ile kaplı olabilir. Mağaraya ulaşan suların ilk oluşturduğu şekiş sarkıtlardır. Tavandaki çatlaklar veya tabaka aralarından damlayan bu sularda bir kısmı karbondioksitin serbest hale geçmesiyle damlanın çevresinde ince, yarım küre şeklinde karbonat çökelir. Dairesel çekirdeğin ortası boş olduğundan, su buradan damlar. Damlayan her su, bu çekirdeği silindirik olarak büyütür. Böylece zamanla içi boş, genişliği her yerde eşit çubuk makarna veya tüp şeklinde saydam şekiller oluşur. Sarkıt oluşumunun başlangıç dönemini karakterize eden bu şekillere makarna sarkıt adı verilir ve damlamanın seyrinde herhangi bir değişiklik olmadığı sürece çapları 5-10 mm. boyları 1-3 metreye ulaşabilir

Mağaracılık

Mağaracılık beceri, işbirliği ve düzen gerektiren bir spordur. Mağaralar soğuk, ıslak, dar, keskin kayalarla dolu berbat tünellerden, güzel oluşumlarla dolu geniş yürüyüş pasajlarına kadar uzanır, derin çukurlara rastlanır. Dar mekanlardan ve yükseklikten korkan kimseler mağaracılığı düşünmemelidir. Küçük bir odada ışıkları kapatıp oturarak ya da bir yatağın altında emekleyerek kendinizi deneyin! Bir sandalyenin üzerine çıkıp tavana bakın ya da yüksek bir binada pencereye çok yakın durup aşağıyı izleyin. Eğer kendinizi rahat hissetmiyorsanız mağaracılığı unutun.

Yeni başlayan mağaracıların ihtiyaç duyacağı malzeme genellikle ucuz ve basittir. Bazı özel malzemeler kiralanabilir ya da ödünç alınabilir. Elbise, çorap ve botlarla birlikte iki komple giyim takımı gerekli olacaktır. (Bir takım mağaraya gidiş ve dönüşte, diğeri ise mağara içinde kullanılmak üzere).Mağara giysileri genellikle eskidir. İlk giyişten sonra üzerlerinde kalıcı, kirli kahverengi lekeler ve ilginç yırtık ve deliklerden oluşan bir koleksiyon oluşur. Mağaracılar vücudu kaplayan tulumlar ve kotları tercih ederler. Soğuk iklimlerde sweat-shirt veya ceket de kullanılır. Mağaralar ortalama sıcaklığı korudukları için, kuzeydeki mağaralar güneydekilere göre daha soğuk olurlar. Bazı mağaralarda spor ayakkabı da giyilebilir ama bileği koruyan eski botlar idealdir. Tırmanma botları mağaralar için kullanışlı olmakla birlikte iyi bir tırmanma botunu mağarada kullanmamak daha iyi olacaktır. Bir çok tecrübeli mağaracı bu işe adadığı eski, sağlam tabanlı botları kullanır.Her mağaracının mutlaka sahip olması gereken iki önemli malzeme kask ve ışık kaynağıdır. Kask başınızı tavana vurup incitmekten ve düşen kayalardan koruyacaktır. Aynı zamanda kayıp düştüğünüzde, kafanızı yere vurup yaralanmanıza da engel olacaktır. Mağaralar tamamen karanlık olduğu için ışık çok önemlidir. Her mağaracı en az iki, tercihen üç ışık kaynağı taşımalıdır. Tırmanırken veya sürünürken ellerin serbest olabilmesi için bu ışıklardan biri kaska monte edilmiş olmalıdır. Üzerinde karpit lambası bulunan kasklar ucuz ve kullanışlı ışık kaynaklarıdır. Karpit lambası kullanan bir kişi yedek karpit, su ve kullanılmış karpit için bir kap taşımalıdır. Kaskın üzerine monte edilmiş elektrikli fenerler de kemerde taşınan aküleriyle birlikte kullanılırlar. Kask ve fener ilk mağara gezileri için mağaracılık derneklerinden ödünç alınabilirler. Ancak mağaracılığa devam etmek isteyen herkes kendi kişisel malzemesini satın almalıdır. İkinci ışık kaynağı genelde pilli bir işaret feneridir. Mag Lite işaret fenerleri mağaracılık için en uygun olanıdır. Üçüncü ışık kaynağı olarak el feneri ve su geçirmez kibritler kullanılır. Bir çok mağaracı ilk iki ışık kaynağının arızalanması yüzünden mağaradan üçüncü ışık kaynağının yardımıyla çıkmak zorunda kalmıştır.

Bütün ekipmanınız sağlam bir çantanın içinde korunmalı ve dar pasajlardan geçerken kolayca çıkartılabilecek şekilde sırtınızda veya kolunuzda asılı olarak yanınızda taşınmalıdır. Dikey mağaracılık olarak bilinen ip ve merdiven teknikleri yeni başlayan mağaracılara göre değildir. Mağara ortamına alıştıkça ve bu konuda tecrübeli mağaracılarla arkadaşlık ettikçe, mağaracılığın bu heyecan verici yönünü de öğrenme fırsatı bulacaksınız. Şunu hiçbir zaman aklınızdan çıkarmayın; yeraltında kullanılması planlanan özel bir malzeme önce yer üstünde denenmeli ve nasıl kullanıldığı iyice öğrenilmelidir. Bir mağara gezisine giderken nereye gittiğinizi, ne zaman döneceğinizi, haber alınamadığında kimin aranacağını bir arkadaşınıza bildirmelisiniz. Dönüş zamanınız için yeterli zaman ayırınız, çünkü mağara gezileri her zaman planlanandan daha uzun sürer. Eğer söylediğiniz zamanda dönemeyecekseniz mutlaka telefon edin. Gereksiz bir acil durum girişimine neden olmayın.

Mağaralar eşsiz doğal harikalardır ve görünüşleri kesinlikle bozulmamalıdır. Duvarlara isim yazmak, mağara oluşumlarını dışarı çıkarmak, zarar vermek dünyadaki hiçbir ciddi mağaracı tarafından hoş görülmez. Bu bir çok ülkede yasalarla da engellenmiştir. Mağara yaşamı tehlike altında olan bir hayattır ve tahrip edilmemelidir. Mağaraya getirilen her şey dışarı çıkarılmalıdır. Mağaracılığa olan ilgi tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de hızla artmaktadır. Ancak, yer altı dünyasına olan bu hızlı ilgi artışı, mağaralara ve mağara canlılarına bazı zararları da olmaktadır. Bu nedenle, mağaracılığın en önemli konularından birisi mağara ortamının korunması olmuştur. Hatta tüm dünyada mağaracılığa yeni başlayanlara ilk öğretilen,

“FOTOĞRAFDAN BAŞKA BİR ŞEY ÇIKARMA,
AYAK İZİNDEN BAŞKA BİR ŞEY BIRAKMA,
ZAMANDAN BAŞKA BİR ŞEY ÖLDÜRME”

sözleri olmuştur.

Turizme Açılan Mağaralar

Narlıkuyu (Dilek) Mağarası (Silifke-İÇEL)
Dim Mağarası (Alanya-ANTALYA)
Zindan Mağarası ( Aksu-ISPARTA)
Karaca Mağarası (GÜMÜŞHANE)
Ayıini Mağarası (Yalvaç-ISPARTA)
Kuz Mağarası (Kesme-ISPARTA)
Gökçeler Mağarası (Milas-MUĞLA)
Yerküpe Mağarası (Kavaklıdere-MUĞLA)
İnönü Mağarası (Sarıidris-MUĞLA)
Gökgöl Mağarası (ZONGULDAK)
Cehennemağzı Mağarası (Krdz.Ereğli-ZONGULDAK)
Dupnisa Mağarası (Demirköy-KIRKLARELİ)
Gürcüoluk Mağarası (Amasra-BARTIN)
Dodurgalar Mağarası (Dodurgalar-DENİZLİ)
Sulu Mağara (Keskin-KIRIKKALE)
Zeytintaşı Mağarası (Serik-ANTALYA)
İnsuyu Mağarası (BURDUR)

İlgili Makaleler

Bir Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu